Psikiyatri bilim dalının ve psikologların en çok karşılaştığı hastalıklardan biri de çekingen kişilik bozukluğudur. Çekingen kişilik bozukluğu nedir sorusunun yanıtını arayanlar, bu ruhsal hastalıkla ilgili Psikiyatri biliminin ve psikologların verdiği detaylara ulaşmaya çalışıyor. Çekingen kişilik bozukluğu belirtileri, nedenleri ve tedavisi ile ilgili ayrıntılar ortaya çıktı. Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın çekingen kişilik bozukluğu hakkında önemli tespitlerde bulundu.
Çekingen kişilik bozukluğu nedir?
Olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı hassasiyet gösteren, utangaç olan ve yetersizlik duygusuna sahip olup bu nedenlerle sosyal etkileşimlerden uzak duran kişilerin yaşadığı psikiyatrik hastalığı tarif eden çekingen kişilik bozukluğu, günümüzde oldukça yaygın bir hastalık olarak dikkat çekmektedir. Toplum içinde yanlış bir harekette bulunmaktan, söylemekten ya da çevresindeki diğer bireyler tarafından olumsuz değerlendirilmeye maruz kalmaktan korkan bireyler, utangaçlık ile birlikte yetersizlik hissine de kapılırlar.
Ankara psikolog uzmanlarına göre Çekingen kişilik bozukluğu yaşayan bireyler, yakın ilişkileri tümüyle reddeden ve az arkadaşı olan kişilerdir. Çünkü reddedilme duygusu, acı çekileceği düşüncesi ve başarısız olmaktan korkulması bu yalnızlaşma durumunu tetikler. Çok kısıtlı bir çevreye sahip olan ve bu çevrede yer alanlara aşırı derece bağlı olan bireyler, duygularını ifade etmekte de zorlanırlar ve çekingen davrandıkları için kendilerini anlatamazlar.
Çekingen kişilik bozukluğu belirtileri
Çekingen kişilik bozukluğu ya da diğer adları ile Avoidant kişilik bozukluğu ve kaçıngan kişilik bozukluğunun ilk tanısı 1969 yılında konulmuştur. Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın hastalığın belirtilerine dikkat çekti. Belirtileri arasında öne çıkanlar, eleştirilme korkusu, reddedilmeye karşı aşırı hassas olma, sosyal ortamlarda ortaya çıkan utangaçlık hali ve aşırı anksiyete durumu ile yetersizlik duygularıdır.
Ayrıca kişinin kendisinden nefret etmesi, kimseye güvenmemesi, kendisine olan saygısının çok düşük olması, kendisini başkalarından düşük görmesi, kişilere ve olaylara karşı aşırı duyarlı olması, kendisine karşı gösterilen samimi duygulardan kaçınması ve bu sebeplerden dolayı her türlü ilişkiden kaçınması ve depresyon yaşaması da belirtiler arasında sayılmaktadır.
Çekingen kişilik bozukluğu nedenleri
Çekingen kişilik bozukluğunun başlıca nedenleri arasında genetik, psikolojik ve sosyal faktörlerin etkisi vardır. Bu bozukluk bir yanıyla genetik yatkınlıktan dolayı ortaya çıkabiliyorken, diğer bir yanıyla da, çocukluk ya da ergenlik döneminde maruz kalınan davranışsal baskılamadan ortaya çıkabiliyor. Anksiyete ve utangaçlık ile birlikte şiddeti artan bir hastalık olan çekingen kişilik bozukluğu, çocukluk döneminde yaşanan her türlü reddedilme durumu ve duygusal ihmallerden de bir hastalığa dönüşebiliyor.
Sürekli olarak bir gerilim ve endişe duygusuna sahip olup, insanlara güvenme konusunda büyük bir isteksizlik yaşayanlar, güvenlik nedenleri ile hayatını kısıtlayıp, belli sınırlara hapsolanlar, kendisinden başka herkesin daha becerikli, daha zevkli ve daha yukarıda olduğunu düşününler bu hastalığın temel özelliklerini taşımaktadır. Bursa psikolog uzmanları, ayrıca eleştirilme korkusu ile reddedilme korkusuna karşı her an tetikte olup, hayatını buna göre konumlandırıp kendisini yalnızlaştıranlar da çekingen kişilik bozukluğuna sahip olabilir diyor.
Çekingen kişilik bozukluğu tedavisi
Çekingen kişilik bozukluğu tedavisi için birçok farklı yöntem bir arada ve birbirini destekler nitelikte tanı konulan hastaya uygulanıyor.
- Tanı konulan kişiye öncelikle sosyal beceri eğitimleri veriliyor
- Daha sonra bilişsel terapi uygulaması yapılıyor
- Bu terapilerle kişinin kendi farkına varması sağlanıyor
- Sosyal becerilerin gelişmesi için grup terapisi yapılıyor
- Bu sayede sosyal temasların arttırılması kolaylaşıyor
- Bu hastalığa sahip kişilere ilaç tedavisi de uygulanıyor.
Bu alanda uzmanlaşmış ve deneyim sahibi olan uşak psikolog uzmanları, çekingen kişilik bozukluğu için kararlı ve etkili bir psikoterapi tedavi süreci uygulamaktadır. Kişinin, bu bozukluğun çerçevesi içinde ortaya koyduğu tüm belirtileri ortadan kaldırmak ya da zayıflatıp etkisini azaltmak için sistematik bir tedavi sürecine girilir. Bu süreç, bozukluk belirtileri taşıyan kişinin bu belirtileri tamamen yenmesini ya da hayat kalitesini en düşük seviyede etkilemesini sağlar.
Makale: Klinik Psikolog Mehmet Emin Kızgın