Havalar ısınınca da “soğuk kahve!” diye bağırmadan durabilir misin? Peki buz parçalarının içinde ahenkle gezdiği bir kahve, hangimizi baştan çıkarmaz ki? İşte kahve, işte kahve tutkunları!

Bizi yerimizden alıp adeta ahenkli bir hikayenin içine atan suçun faili Cold Brew. Üçüncü nesil kahvecilik dünyasının gözbebeği Cold Brew demleme yöntemini, kahvenin soğuk şekilde hazırlanması olarak biliyoruz. Bildiklerimiz bu kadar mı? Elbette değil. Cold Brew’ler sahneye, gözler buraya!

Nedir Bu Cold Brew?

“Cold Brew nedir?” diye sana sormak yerine daha samimi olmayı tercih ettik. Cold brew de bunu hak ederdi. Bu kahvenin tanımı tam olarak samimi duygularla başlıyor. Nitelikli kahvenin su ile kaynama temasına girmeden daha yavaş, seviyeli ve samimi bir şekilde hikayesini yazıyor. Cold Brew kahvesi, 12-24 saat aralığında ahenkle demleniyor. Sıcak suyun uzak tutulduğu yöntemde kahvenin asidik seviyesi daha yüksek oluyor. Bu durum da bizlere gayet yumuşak içimli, sıcak ve samimi bir hikayenin kapağını aralıyor.

Masalın kahramanı Cold Brew, sıcak kahveye oranla daha yoğun bir aromaya sahip. Bu yüzden ilk yudumdan itibaren bizi alıp Brezilya sahillerine, Vietnam nehirlerine götürüp öylece bırakabiliyor. Esasında Cold Brew’e, öğütülmüş kahvenin +4 derecelik sularla demlenmesi işlemi diyoruz. Demleme sonucunda kahve çekirdeğinin içindeki asit, yağ ve moleküller çözünerek suyun içerisinde dans etmeye başlıyor. Su molekülleriyle birleşen kahve çekirdeği ruhu da bize Cold Brew kahvesini ulaştırıyor. İşte asıl hikaye bundan ibaret!

“Tamam da Niye Ben?”: -Cold Brew

Bu kahvenin normal kahveden ayrı tutulabileceği artistik pek çok özelliği var. Sıcak kahveye oranla daha ahenkli biçimde cold brew demleme yöntemi ve yumuşak içimi ilk yudumdan itibaren bizi alıp götürüyor. İşte tam olarak bu özelliğiyle sıcak kahveden ayrılıyor. Kahvenin damakta bıraktığı o ahenkli lezzet uzun süre yerinden ayrılmıyor. Her ne kadar yerine yerleşse de kaldığı yerde acı anılar da bırakmıyor. Bu demleme yöntemi daha seviyeli, aromatik ve buz gibi bir lezzetin kapısını sana açık bırakıyor.

“Su+Buz+Kahve Çekirdeği: Cold Brew Mucizesi!”

“Cold Brew demleme yöntemleri nelerdir?” diye soranlara, asıl cevabı vermeye geldik. Öncelikle iki farklı yoldan bahsedeceğiz. Bu yöntemler daldırarak bekletme (immersion) ve üzerine damlatma (pour over drip) ile vücut bulmuş.

Pour Over Drip: Ahenkli Damlalar

Pour over drip demleme yönteminde 6-12 saatlik bir bekleme süresi seni bekliyor. Bu yöntemde kahvenin ahenkle süzülerek su içerisine damlatılması sağlanıyor. Uzun ve macera dolu bir yolculuğun sonunda aroması güçlü ve konsantre bir kahve ortaya çıkıyor. Pour over drip dediğimiz yolculuk kahve demleme ekipmanı olan V60, Chemex veya Kalita gibi özel kahve demleme aparatlarıyla uzuyor da gidiyor.

Immersion: Kavuş ve Ayrıl

Immersion yani daldırarak bekletme yöntemi, kahvenin suya daldırılarak bir süre bekletilmesidir. Soğuk suyla kavuşan kahve daha asidik ve pürüzsüz bir yolculuğun kapısını aralar. Daldırarak bekletme yöntemi kahve partiküllerinin su molekülleriyle ahenkte dans etmesini sağlar. Bu adım da özel bir soğuk kahve deneyimini bizlere getirir.

“Cold Brew deyince akan sular durur!” dediğini duyduk ve buralara kadar geldik. Sana bu kahvenin adımları ve lezzetini tek tek anlattık. soğuk su ve kahvenin aşkına tanık olmak sana düşüyor. Bizden söylemesi.